THE END
- Zeliha Altuntaş
- 23 Ağu
- 2 dakikada okunur
Gri tüylü, yeşil gözlü kedi fareyi kovalıyor. Uzun kirpikli, koca kulaklı, kahverengi fare her defasında ustalıkla kurtuluyor kedinin elinden. Hiç konuşmuyorlar. Ben de hiç konuşmuyorum. Burnumdan akan sümük dudağıma değdiğinde fark ediyorum ancak onu, kolumun arkasını çevirip kazağımla siliyorum burnumu. Fazla hareket etmemem lazım. Evdeki koca ayak beni bulabilir! O kadar uzun süre ağlamışım ki hala istemsizce derin nefesler alıp iç çekiyorum, göğüs kafesim ara ara yükselip iniyor. Küçük kalbim sığamıyor hiçbir yere. Sanırım saatlerdir açım. Hafızamı sıfırlamışım, sabah kahvaltı edip etmediğimi hatırlamıyorum. Eğer bunu hatırlamak için yakın geçmişe gidersem başka şeyler hatırlamaktan da korkuyorum. Anda kalmak dedikleri şeyi altı yaşında becerebildiğimi çok büyüyünce farkedeceğim. Şimdi sadece kedi ile fareye odaklanmış durumdayım. Bu bölümü defalarca izledim. Küçük ve güçsüz farenin sonunda kurtulacağını, hatta kediyi doğduğuna pişman edeceğini biliyorum. İşte ilk kişisel gelişim dersimi de onlardan almış oluyorum: “Küçüğüm diye üzülme, aklını kullan ve pes etme!” İçimden tezahürat yapıyorum: “Haydi Jerry, başarabilirsin!”.
Sessiz olmam lazım. Evde dolanan koca ayaklar üzerime basıp ezebilir. Dikkat çekmemem lazım. Bence bunu başarabilirim. Konuşmadan, yemek yemeden bir müddet daha çizgi film izleyebilirim. Belki Jerry’nin kaçırdığı peynirden bir lokma da ben yiyebilirim. Televizyonun sesini kısıp ekrana biraz daha yaklaşıyorum. Renklerin içinde kaybolmak istiyorum. Uslu bir kız olmam lazım, hayatta kalmak için varla yok arası bir şey olmam lazım. “Haydi Jerry, Tom arkanda dikkat et!” Televizyona bakıyorum ama odanın kapısında duran koca ayaklının bana baktığını hissedebiliyorum. Nefesimi tuttum, gitmesini bekliyorum. Onun varlığı sütü halıya döktüğümü hatırlatıyor ve neden aç olduğumu. “Aptal!” diyorum içimden kendime. Jerry ekrandan kuyruğunu çıkarıp bir şaplak atıyor yüzüme: “Saçmalama!” Şimdi yine üç kişi kaldık odada: Ben, Tom ve Jerry. Onlar da giderse ne yaparım diye düşünüyorum. Çocuk olmak çok zor. Kendine hakim olmak çok zor. Bunu düşünürken ekran kenarlardan kararmaya başlıyor. Etrafı siyah yuvarlak yavaş yavaş daralıyor, Tom ve Jerry küçülüyor, küçülüyor... Sonra simsiyah ekranın ortasında o yazı beliriyor: “The End”. İşte yine dayanamıyorum, başlıyorum ağlamaya. Nasıl bir yalnızlık hissi yaşadığımı çocuk cümlelerimle anlatmam imkansız. Sesim yükseldikçe yükseliyor. Koca ayaklının hiddetli sesini duyuyorum. Gözlerimi kapatıp koltuğun kenarında iki büklüm onu bekliyorum.
Yorumlar