ASMALIMECDİT DURUM KOMEDİSİ
- Ozan R. Kartal
- 23 Ağu
- 2 dakikada okunur
vema edrake ma-ttarık
gözleri yok ki görsünler
hayat iki ayna arasında bir dansın adı
uyanınca bilinmez ki bilsinler
beyaz bir kolun en belirgin damarı gibi bu caddenin
belirgin bir damarın kılcalları gibi sokaklarında
bir tek ben yürümüyorum etrafımda onlarca
eski tanrılardan biri gözleseydi bizi en tepeden orda
iki ayna arasındaki dansımın şahidi bol
yanımdan geçenlerle mahkemeye çıkıyorum
yanımdan geçenlerle hastanede uyanıyorum
yanımdan geçenlerle evleniyorum her kırda
yanımdan geçenlerin onlarcasını tanıyorum
yanımdan geçenlerle konuşuyorum ileri geri
“evet” demiştik beraber o dağda
tamı tamına o zamandan beri
eski tanrılardan birinin kıllarından doğsam
bu sefer yalanlar atarım öz annemle öz babama
anne kollarında hep yeniden doğarım
hepimizin kollarından doğacaklar daha
gözleri yok ki görsünler
katliama yetecek dilleri var
ala dedikleri parıl parıl parlıyordu ben gördüm
ölü dedikleri boncuk boncuk terliyordu eşhedu
uyan diyeceğim ama uyanınca bilinmez
giden zaman ile aynı masada kaç gece yemek yedik
farklı apartmanlardaymış gibi
gözlerini sımsıkı yumduğunda duyduğun dev gürültü
sana adını koyanlarca koyulmamış adındır
bütün gökyüzlerinin iki mislidir aynaların sayısı
aynalar kadar göz, gözlerin yarı misli gürültü
gözleri yok ki, eyvah
sadece bana yağan bir yağmur vardı
eski tanrıların beni izlediği yerden sakallarıma fırlardı
dağların vadilerle buluştuğu yerde
yokuşların bayırlarla öpüştüğü gibi
beyaz kolda en belirgin damar olurdu
;
eski tanrılardan düşen sakalları
ilk günden topladığımız yaprağa
ustaca sarıp içtiğimiz sigara
ve zillin memdûd
gölge yapacak bir ışıkları dahi yok
apartmandan gömleksiz indiğim ilk gecenin bekçisi
zamana küfrederdi uykusundan uyanır uyanmaz
zaten onun tepesinde bir gökyüzü bile yoktu
sigarasını yakmazsa salı günleri yakmaz
oysa biz tepemizde onlarca gökyüzüyle
minik bir ormanda içeriz sigaramızı
apartmanların bir tanesiyle bile muhatap olmadan
gömleklerimizde el kremi taşırız
iki tane gözümüzün, görürüz bütünüyle
gel gelelim betonlara hiç gerek yok aşkta
eski tanrıların sesi en çok jazz’a benzerdi çünkü
toprağın altından kartof severdik epey
toprağın üstünden sadece balıklar
rüyamda bunları görmek için uyumuyorum yanılmayın
uyanınca bunları yaşamak için uyuyorum
beyaz bir kolun en belirgin damarı gibi bu caddenin
belirgin bir damarın kılcalları gibi sokaklarında
bir bacaktan tazyikle akan kan gibi
akıyor insanlar yanımdan ben yaranın tak endi
çık diyeceğim balkona ama gözlerdir senin evin
güneşte bal rengi, apartman boşluğunda korungadır
senin evin okumayı erkenden sökmüştür
nereden baksan fanidir ve hiç yoktan gömleklidir
eski tanrıların cinayetinden tek sorumlu rüyalar
endişelenmeyiniz, iki aynanın arasındaki bir danstır yaşamak
adımın makyajıdır küfr, siz sirius nedir bilir misiniz?
veya hiç uyudunuz mı kaderin arabasında?
ateşinizi ölçtü mü gökyüzü,
sizin yerinize de ölmeli miyim?
vema edrake ma-ttarık
mecalim yok ki koşayım burdan
gözlerimi al ki
bir daha görmeyeyim
Yorumlar