top of page

THE END

ZelÄ°ha AltuntaÅŸ

Gri tüylü, yeÅŸil gözlü kedi fareyi kovalıyor. Uzun kirpikli, koca kulaklı, kahverengi fare her defasında ustalıkla kurtuluyor kedinin elinden. Hiç konuÅŸmuyorlar. Ben de hiç konuÅŸmuyorum. Burnumdan akan sümük dudağıma deÄŸdiÄŸinde fark ediyorum ancak onu, kolumun arkasını çevirip kazağımla siliyorum burnumu. Fazla hareket etmemem lazım. Evdeki koca ayak beni bulabilir! O kadar uzun süre aÄŸlamışım ki hala istemsizce derin nefesler alıp iç çekiyorum, göÄŸüs kafesim ara ara yükselip iniyor. Küçük kalbim sığamıyor hiçbir yere. Sanırım saatlerdir açım. Hafızamı sıfırlamışım, sabah kahvaltı edip etmediÄŸimi hatırlamıyorum. EÄŸer bunu hatırlamak için yakın geçmiÅŸe gidersem baÅŸka ÅŸeyler hatırlamaktan da korkuyorum. Anda kalmak dedikleri ÅŸeyi altı yaşında becerebildiÄŸimi çok büyüyünce farkedeceÄŸim. Åžimdi sadece kedi ile fareye odaklanmış durumdayım. Bu bölümü defalarca izledim. Küçük ve güçsüz farenin sonunda kurtulacağını, hatta kediyi doÄŸduÄŸuna piÅŸman edeceÄŸini biliyorum. Ä°ÅŸte ilk kiÅŸisel geliÅŸim dersimi de onlardan almış oluyorum: “KüçüÄŸüm diye üzülme, aklını kullan ve pes etme!” Ä°çimden tezahürat yapıyorum: “Haydi Jerry, baÅŸarabilirsin!”.

​

Sessiz olmam lazım. Evde dolanan koca ayaklar üzerime basıp ezebilir. Dikkat çekmemem lazım. Bence bunu baÅŸarabilirim. KonuÅŸmadan, yemek yemeden bir müddet daha çizgi film izleyebilirim. Belki Jerry’nin kaçırdığı peynirden bir lokma da ben yiyebilirim. Televizyonun sesini kısıp ekrana biraz daha yaklaşıyorum. Renklerin içinde kaybolmak istiyorum. Uslu bir kız olmam lazım, hayatta kalmak için varla yok arası bir ÅŸey olmam lazım. “Haydi Jerry, Tom arkanda dikkat et!” Televizyona bakıyorum ama odanın kapısında duran koca ayaklının bana baktığını hissedebiliyorum. Nefesimi tuttum, gitmesini bekliyorum. Onun varlığı sütü halıya döktüÄŸümü hatırlatıyor ve neden aç olduÄŸumu. “Aptal!” diyorum içimden kendime. Jerry ekrandan kuyruÄŸunu çıkarıp bir ÅŸaplak atıyor yüzüme: “Saçmalama!” Åžimdi yine üç kiÅŸi kaldık odada: Ben, Tom ve Jerry. Onlar da giderse ne yaparım diye düÅŸünüyorum. Çocuk olmak çok zor. Kendine hakim olmak çok zor. Bunu düÅŸünürken ekran kenarlardan kararmaya baÅŸlıyor. Etrafı siyah yuvarlak yavaÅŸ yavaÅŸ daralıyor, Tom ve Jerry küçülüyor, küçülüyor... Sonra simsiyah ekranın ortasında o yazı beliriyor: “The End”. Ä°ÅŸte yine dayanamıyorum, baÅŸlıyorum aÄŸlamaya. Nasıl bir yalnızlık hissi yaÅŸadığımı çocuk cümlelerimle anlatmam imkansız. Sesim yükseldikçe yükseliyor. Koca ayaklının hiddetli sesini duyuyorum. Gözlerimi kapatıp koltuÄŸun kenarında iki büklüm onu bekliyorum.

​

bottom of page