HEDONİK AÇLIĞIN BİREY ÜZERİNDEKİ ETKİSİ
Ceyda Dağlık
Bireylerin yaşam kalitesini ve refahını doğrudan etkileyen “açlık” tarih boyunca tüm kabilelerin, uygarlıkların ve devletlerin mücadele edip çeşitli yöntemler geliştirdiği bir sorundur. Devletlerin bu sorunla mücadelesi sadece sağlık üzerinde değil insan psikolojisi üzerinde de ciddi bir etkiye sahiptir. Açlık ve yetersiz beslenme bireyin üzerinde stres ve kaygı oluşturarak zihinsel sağlığını olumsuz yönde etkiler. Bu durum bireyin sosyal yaşantısını ve günlük aktivitelerini de olumsuz yönde etkileyerek onu depresyona iter.
Öte yandan değişen zaman ve gelişen şartlarla birlikte bir kısım insan “açlık” sorununu tam tersi şekilde bir kaçış yolu olarak kullanır. Aç hissetmediği halde yoğun duygusal dalgalanmalardan, stres ve kaygı oluşturan olaylardan uzaklaşıp olaylarla baş edebilmek için sıklıkla yemeğe yönelir. Bu durum “hedonizm” denilen kavram ile birebir ilişkilidir. Hedonizm, zevk düşkünlüğü, hazcılık gibi anlamlar taşır. Aynı zamanda “haz ve keyif arayışının” hayatın temel amacı olduğunu savunan felsefi bir görüştür.
Hedonizm terimi, “hedonik açlık” denilen kişinin gereksinimi olmadığı halde yemek yeme isteğiyle ilişkilidir. Hedonik açlık bu bağlamda, lezzetli yiyecekleri yalnızca zevk için tüketmeyi sağlayan iştah artırıcı bir dürtüdür.
Günümüzde lezzetli besinlere ulaşımın kolay olması bireylerin tok hissettiklerinde bile sıklıkla yemek yemelerine neden olmaktadır. Bireyin yediği besinden zevk almayı hedeflemesi besin tüketim kontrolünü sağlamayı zorlaştırmaktadır (Stroebe vd., 2008). Bu durum literatürde “hedonik beslenme”, “stres kaynaklı yeme”, “duygusal yeme”, “iyi hissetmek için yeme” ve “besin bağımlılığı” gibi birçok terimle ifade edilebilmektedir (Cappelleri vd.,2009; Berthoud, 2011).
Eğer bu kontrolsüz yemek yeme durumunun önüne geçilmezse yeme bozuklukları, obezite, hipertansiyon, diabets mellitus, kardiyovasküler hastalıklar, alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması, obstrüktif uyku apnesi ve bazı kanser türleri gibi birçok hastalığa neden olabilmektedir (Lowe ve Butryn, 2007; Lee ve Dixon, 2017). Yemeğin tadının, kokusunun ve lezzetinin güzel olması hedonik açlığı tetikleyen faktörlerdir. Yağ içeriği yüksek, şekerli, tuzlu ya da yoğun karbonhidratlı yemekler daha fazla istenir. Hyper-palatable, yani hedonik gıdalar lezzetli ve çekici yemekler için kullanılan bir ifadedir. Diğer gıdalara göre içerisindeki karbonhidrat, şeker, yağ ve tuz oranları oldukça fazladır. Beynin ödül merkezini etkileyerek daha fazla tüketilmesine sebep olurlar. Fast-food ürünler, kekler, çikolatalar, şekerlemeler ve tuzlu cipsler bu gıdalara örnek gösterilebilir.
Gelişen teknolojiyle birlikte güzel bir yemek görseline, çeşitli tatlı ve içecek görsellerine sıklıkla maruz kalan bireyin o yemeği aç olup olmaksızın elde etme dürtüsüyle hareket etmesinden dolayı bu durum obezitenin tetiklenmesine ve hızla yayılmasına yol açar. Vücutta aşırı yağ birikmesi sonucunda meydana gelen obezite, pek çok kronik hastalığa da davetiye çıkarır. Obezitenin olası nedenleri arasında aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları, yetersiz fiziksel aktivite, yaş ve cinsiyet gibi etkenler olabilir. Bunlar fiziksel nedenlerdir fakat psikolojik sebepleri de göz ardı edilmemelidir. Duygusal yeme eğilimindeki kişiler yemek yemeyi bir rahatlama veya kaçış yolu olarak görürler ve yüzleşmekten korktukları durumlar yüzünden kendilerini aşırı yemeye vururlar. Çoğu zaman birey bunun farkında olmaz ve aşırı tükettiği yiyeceklerin arkasından derin bir suçluluk hissi duyar. Bu noktada fizyolojik açlıkla hedonik açlık arasındaki farkın mutlaka bilinmesi gerekir. Zira bu bilgi farkındalığı geliştirip kişinin kontrolü tekrar eline almasını sağlayabilir.
Yeme bozuklukları genellikle duygusal problemler ve düşük benlik algısıyla ilişkilendirilir. Elde edilen bulgular sağlığa zarar verecek şekilde aşırı ve düzensiz yemek tüketiminin kişinin hayatını fizyolojik, psikolojik ve sosyolojik olarak etkisi altına alan psikolojik temelli bir problem olduğunu göstermektedir. Bireyin bu durumla tek başına mücadele etmesi karmaşık ve zorlayıcı gelebilir. Hedonik açlıkla baş etmek için ilk adım sorunun varlığını kabul etmektir.
Ardından alınan psikoterapi desteği ise bireye bu yolda eşlik eder ve iyileşme yolculuğunu destekler. Bireyin derin düşünce kalıplarını anlama ve değiştirme konusunda etkili olur. Duyguları, düşünceleri ve davranışları düzenleyerek olayları daha sağlıklı ve anlamlı algılamasına yardımcı olur. Aynı zamanda alınan psikolojik destek sayesinde kişinin olumsuz düşünce kalıpları yıkılır ve olaylarla başa çıkma stratejisi geliştirmesini sağlar. Psikolojik destek farkındalığı arttırırken birey üzerinde yeme bozukluğundan dolayı meydana gelen depresyon belirtilerini hafifletir, stres ve anksiyeteyi azaltmaya yardımcı olur. Problemin en temeline inerek bireyin kendisini daha iyi tanımasına yardımcı olur.
Birey, tüm bu süreçte kendini gözlemlemeli ve dürtüsel hareket etmemelidir. Yemek yedikten hemen sonra veya çok geçmeden tekrar yemek yeme isteği geliştiyse büyük bir olasılıkla hedonik açlık yaşandığının işaretidir. Gün içinde hareket halinde olmak, düzenli yürüyüşlere çıkmak, bir uzmandan terapi desteği almak gibi hem fiziksel hem zihinsel sağlığı olumlu yönde etkileyen aktiviteler yapmak bireyi gerçek açlığa karşı daha duyarlı hale getirir ve hedonik isteklerden daha az etkilenmesini sağlar.
Sonuç olarak; aşırı ve düzensiz yemek tüketiminin sadece fiziksel sağlık üzerinde değil psikolojik sağlık üzerinde de önemli etkileri vardır. Bir anda yemek yemeyi durdurmak, anlık kararlar almak yerine uzun vadede işe yarayacak yöntemler geliştirilmeli ve ihtiyaç halinde mutlaka bir uzmandan terapi desteği alınmalıdır. Yeme bozukluğu tedavisinde atılacak en büyük adım, iyileşmeye açık olmaktır. İyileşme süreci genellikle zaman alır. Hedonik açlıkla mücadele ederken istikrar, sağlıklı beslenme alışkanlıkları ve dengeli bir yaşam tarzı planı oluşturmak sürdürülebilirliği olumlu yönde destekler.
KAYNAKÇA
Ayyıldız, F., Ülker, İ., Yıldıran H. (2021). Hedonik Açlık ve Yeme Davranışı İlişkisinin Farklı Beden Kütlelerine Yansıması. Beslenme ve Diyet Dergisi, 49(2), 9-17.
Coşkunsu, S. (2021). Hedonik Açlık. Artuklu International Journal of Health Sciences, 1(1), 7-11.
Erdin, M. (2023). Hedonik Açlık Nedir? Murat Erdin Radyosu. Podcast.
Gündüz, N., Akhalil, M., Sevgi, E. N. (2020). Hedonik Açlık. Izmir Democracy University Health Sciences Journal, 3(1), 80-96.
Solak, İ. (2020). 18-30 Yaş Arası Üniversite Öğrencilerinde Duygusal Açlık Ve Yeme Davranışında Etkili Psikolojik Faktörler (yüksek lisans tezi). İstanbul Medipol Üniversitesi.
Turan, G. (2023). Hedonik Adaptasyon, Neden Yeni Mutluluk Kaynakları Arıyoruz? Soramayacağım Bir Şey Göremiyorum Radyosu. Podcast.