
+1 Felsefesi: Kırılganlıkla Büyümek ve Bütüncül İlerleyişin Psikodinamiği
Bilal Elhansu
Modern birey, yaşamındaki temel kararları çoğunlukla üç ana eksende yapılandırır: 1Mesleki başarı (iş, geçim), 2duygusal bağ (aşk, ilişki/evlilik) ve 3öz yeterlilik (hayatla başa çıkma,). Bu alanlar birbirinden bağımsız değil, aksine iç içe geçmiş ve birbirini etkileyen boyutlardır. Bu noktaların tümüne eşzamanlı erişim mümkün olsa da çoğu birey, bu süreçleri ardışık ya da çatışmalı deneyimler. +1 Felsefesi, bu kaotik döngüde bireyin merkezine kendini koyarak, adım adım ilerlemesini savunur. Ancak bu ilerleme yalnızca dışsal başarılarla ölçülen bir gidiş değildir. Kırılganlığın, durmanın, düşünmenin ve kendini tanıma gibi birçok şeyin dahil olabileceği bütünsel bir ilerleyiştir. Bu yaklaşım, dışsal başarıları yadsımadan; onları bireyin içsel anlam dünyasıyla uyumlu hale getirmeyi hedefler.
Psikolojide kırılganlık çoğu zaman zayıflıkla ilişkilendirilmiş olsa da, Bréne Brown`un çalışmalarında da vurguladığı gibi kırılganlık zayıflık değil; sevgi, aidiyet, cesaret ve özgünlüğün kaynağıdır (Brown, 2012). Brown, kırılganlığın zayıflık değil, “cesaretin ve amacın derinliğini belirleyen bir içsel açıklık hali” olduğunu vurgular (Brown, 2012, s. 34). Kırılganlık aynı zamanda cesaretin, özgünlüğün ve aidiyetin doğduğu zemin olarak görülür. +1 Felsefesi’ne göre, bireyin her ‘‘birim’’ ilerleyişinde (yeni bir hedef, yeni bir iş, yeni bir ilişki, yeni bir deneyim vb.) bir içsel temas kurması gerekir. “Ben kimim? Bu neyi temsil ediyor? Bu hedef beni mi inşa ediyor, yoksa benden bir şey mi eksiltiyor? Bu durum bana ne kazandırıyor? Bu durumda ben ne istiyorum? Neler hissediyorum?” gibi soruları birey kendisine sorabilir.
İnsan bu sorgulamalar sırasında kırılabilir. İşte bu kırılganlık, bireyin kendini yeniden yapılandırdığı, içsel derinliğini fark ettiği bir andır. İlerlemek sadece hedefe koşmak değil; yolda durup kendine dönmektir. Bu da kırılganlıkla mümkün olabilir.
İleri gitme fikri, günümüzde çoğunlukla kariyer basamakları, ekonomik başarı ya da statü artışı ile ölçülmektedir. +1 Felsefesi, ilerlemeyi yalnızca statü, performans ya da başarı kavramlarıyla sınırlamaz. Dışsal başarılar, bu sürecin bir parçası olabilir; ancak tek başına bir anlam taşımaz. İlerleme, bireyin hayatına yüklediği anlam, duygu dünyasındaki derinlik ve benlik bilincindeki gelişimle ölçülür. Ryff ve Singer (1998), psikolojik iyi oluşu yalnızca patolojinin yokluğu değil; bireyin öz-kabullenme, özerklik, yaşam amacı gibi altı temel boyutta gelişimiyle tanımlar. Bu yüzden bireyin psikolojik sağlığı yalnızca dışsal ölçütlerle değil; duygusal doyum, değer farkındalığı ve içsel huzurla da ilgilidir. +1 Felsefesi bu noktada devreye girer. Bu yaklaşım, bireyin yalnızca “ne yaptığına” değil, “neden yaptığına” da odaklanmasını teşvik eder. Özellikle Neff’e (2003) göre öz-şefkat, bireyin kendi deneyimlerini insan olmanın doğal bir parçası olarak kabul etmesini ve yargılamadan fark etmesini sağlar. Bu tutum, bireyin zorlayıcı duygularla dengeli ilişki kurmasını mümkün kılar (Neff, 2003, s. 87). Birey, dışsal sonuçlardan çok içsel dönüşüme odaklandığında; daha dengeli, farkındalıklı ve bütüncül bir gelişim ve ilerleme sürecine girer. Bütüncül ilerleme, bireyin sadece hedeflere ulaşmasını değil; o hedeflere kim olarak ulaştığını da önemser. Rogers’a göre, “iyi yaşam bir süreçtir; bir varoluş hali değil, bir yönelimdir” (Rogers, 1961, s. 186). Bu bakış, bireyin hedeflere giden yolda kendilik bilinciyle gelişmesini öncelikler. Bu nedenle bireyin mesleki başarıları ya da ilişkisel kazanımları da anlamlıdır; ancak asıl değer, bu kazanımların içsel dönüşümle ne ölçüde örtüştüğünde yatar. Bu yaklaşım, bireyin benliğini her adımda biraz daha tanınmasını, eksik yanlarını kabul etmesini ve öz-değerini dışsal koşullardan bağımsız bir şekilde inşa etmesini sağlar.
Bu yaklaşımı daha somut bir çerçeveye oturtmak için “+1 Gelişim Ağacı” metaforu kullanılabilir. +1 Felsefesi’nin gündelik yaşama uygulanabilirliğini somutlaştıran güçlü bir anlatım biçimi olarak “+1 Gelişim Ağacı” metaforu, bireyin içsel gelişimini, karar alma süreçlerini ve kırılganlıkla olan ilişkisini anlamlandırmak için görsel ve bütüncül bir çerçeve sunar.
Bu gelişim ağacının kökleri, bireyin kırılganlıkla temas ettiği anlara karşılık gelir. Her sorgulama, her duraksama, her duygusal kırılma kökün toprağa biraz daha derinlemesine nüfuz etmesi gibidir. Birey, “Ben bu süreçte kim oluyorum?, Bu hedef beni dönüştürüyor mu yoksa yıpratıyor mu?” gibi sorularla içsel derinliğine indikçe, ağacın kökleri güçlenir. Kırılganlık, bu bağlamda bir zayıflık değil; dayanıklılığın ve içsel merkezle bağ kurmanın göstergesidir.
Gövde, bireyin yaşam yolculuğundaki her bir +1 adımını temsil eder. Her yeni deneyim, her hedef, her kazanım ya da kayıp; bu gövdeye eklenen yeni bir halkadır. Bu halkalar yalnızca zamansal ilerlemeyi değil, bireyin psikolojik olgunlaşmasını ve benlik dönüşümünü de yansıtır.
Dallar, bireyin dış dünyayla olan etkileşimini -yani ilişkilerini, iş yaşamını, sosyal bağlantılarını ve dışsal başarılarını- simgeler. Ancak dalların sağlıklı büyüyebilmesi için, önce köklerin sağlam olması gerekir. Bu da gösterir ki dışsal başarılar, ancak içsel dengeyle bütünleştiğinde sürdürülebilir hale gelir.
Ve nihayet, meyveler bireyin ulaştığı benlik bilinci, içsel huzur ve duygusal olgunluk durumlarıdır. Gerçek “ilerleyiş”, yalnızca hedefe varmak değil, o hedefe kim olarak ulaşıldığını fark edebilmektir. +1 Felsefesi, bireyin bu meyveleri dış onayla değil; kendi iç sesiyle tanımasını ve takdir etmesini destekler.
“+1 Gelişim Ağacı”, bu yönüyle bireyin kendi gelişim sürecini gözlemleyebileceği ve yönlendirebileceği bir içsel harita sunar. Her birey bu metafor aracılığıyla kendine şu soruları sorabilir:
-
Bu hafta köklerim nerede derinleşti?
-
Hangi +1 adımı gövdeye yeni bir halka ekledi?
-
Dallarımda hangi alan yeşerdi, hangisi kurudu?
-
Bugün hangi içsel meyveyi taşıyorum?
-
Bu metafor, yalnızca düşünsel değil, aynı zamanda deneyimsel bir farkındalık pratiği olarak +1 Felsefesinin yaşanabilirliğini güçlendirir. Böylece birey, dışsal başarıları da bu ağacın sağlıklı dalları olarak görebilir; ancak asıl köklenme ve meyve verme, içsel farkındalıkla mümkündür. Gerçek büyüme, içten dışa doğru olan ilerleyiştir.
Bu felsefe, Carl Rogers’ın kendilik gelişimi, Kristin Neff’in öz şefkat kuramı ve Brené Brown’un kırılganlık üzerine çalışmalarıyla teorik olarak örtüşmektedir. Ancak +1 Felsefesi yaklaşımı, yazar tarafından özgün olarak geliştirilmiştir. Özgünlüğü, bu kavramları bireyin günlük yaşamında deneyimlediği yönleriyle bir metafor ve gelişim modeli çatısı altında bütünleştirmesindedir. Bu yönüyle +1 Felsefesi, bireyin hem kronolojik hem de psikolojik bir ilerleme haritası çizmesine yardımcı olur.
+1 Felsefesi, kişisel gelişimi dışsal başarı merdiveniyle değil, içsel bir derinleşme ve olgunluk yolculuğu olarak tanımlar. Kırılganlık, bu yolculukta bir engel değil; bireyin kendini tanıması ve dönüştürmesi için gerekli bir eşiktir. Kendini anlayan birey, yalnızca daha sağlıklı ilişkiler kurmakla kalmaz; aynı zamanda kendi değerinin de farkına varır. Bu farkındalık, bireyin sadece “ileri gitmesini” değil; “bir bütün olarak ilerlemesini” sağlar.
Kaynakça
Brown, B. (2012). Daring greatly: How the courage to be vulnerable transforms the way we live, love, parent, and lead. Gotham Books.
Neff, K. D. (2003). Self-compassion: An alternative conceptualization of a healthy attitude toward oneself. Self and Identity, 2(2), 85–101. https://doi.org/10.1080/15298860309032
Rogers, C. R. (1961). On becoming a person: A therapist’s view of psychotherapy. Houghton Mifflin.
Ryff, C. D., & Singer, B. (1998). The contours of positive human health. Psychological Inquiry, 9(1), 1–28. https://doi.org/10.1207/s15327965pli0901_1