MÜPHEM BİR ARZU NESNESİ OLARAK : ÇAKMA KÜLTÜRÜ
Mahmut Genç
Orijinallik ve çakma arasındaki sınır, özellikle Çin'de "shanzhai" adıyla bilinen bir kültürle bulanıklaşıyor. Shanzhai, yalnızca "çakma" üretim anlamına gelmez; bazen orijinalinden daha işlevsel ve prestijli nesneler yaratmayı da içerir. Bu kültür, bireylerin arzu ettikleri nesnelere farklı yollardan ulaşmasını sağlarken, aynı zamanda arzunun müphem nesnesine yönelik bir karmaşa da yaratır. Bu makale, shanzhai kültürü üzerinden özgünlük, arzu ve mülkiyet kavramlarını sorgularken, bireyin tatmin edilemeyen arzusunun nasıl dönüştüğünü ele alıyor.
Shanzhai, Çincede çakma/sahte/taklit anlamlarına gelen bir kelimedir. Bu kelime diğer coğrafyalarda olduğu gibi yalnızca bir özgün nesnenin bir özgün olmayan nesne tarafından benzetilerek takip edilmesi anlamına gelmiyor. Çin’de shanzhai kültürü benzeri olması arzulanan nesneden daha prestijli nesneler üretmeyi de kapsıyor. Yani örneğin Apple’ın son çıkan telefonunun Shanzhai versiyonunda, Apple’da olmayan bir özellik de ekleyerek gerçeğinden daha efektif bir ürün ortaya çıkartma amacı taşınıyor ve böylelikle insanlar fonksiyonel bağlamda da asli olandan ziyade çakma olana yöneliyor. Bu esnada asıl olandan ziyade taklit olanı tercih etmenin ezberlenmiş utanç yükü ise taklide duyulan ilgi ile birlikte yok oluyor, çünkü bir şeyin özgün olanındansa çakma olanı daha revaçta olmuş oluyor. Orijinal dediğimiz nesnenin de varlığını daha önceki olan biten tüm nesnelerin varlığına borçlu olduğunu düşünürsek ortaya kaçamadığımız bir soru çıkıyor: Gerçek ve orijinal olan nedir?
Normal şartlarda bireyin sınıfsal olarak dezavantajlı olması nedeniyle erişim sağlayamadığı arzu nesnesine dair hissettiği açlık ve ihtiyaç shanzhai kültürü ile birlikte ortadan kalkıyor.
Kişi bir başkasının mülkiyetinde olan özgün nesneye ulaşmak adına hissettiği açlık duygusuna galip gelemediği için o nesneden çok da uzaklaşmadan ve kamusal olarak aynı fenotipe sahip bir nesne ile hileli bir yoldan özgün nesnenin bir izdüşümüne sahip oluyor. Bu sahiplik ile birlikte bastırılmaya çalışılan arzu artık yeni bir boyut kazanarak kişideki aşağılık kompleksini daha karmaşık bir hale sokuyor. Çünkü dünyadaki herkesi elinizdeki nesnenin orijinal olduğuna inandırsanız dahi bunu en yakınınızdakine, yani kendinize yapamazsınız. Buradaki vahim durum kişinin “the person” olmamaklığına dair açıklığın her seferinde bir gerçeklik olarak onun suratına çarpmasıdır. Yani açlık kaynak noktasından yeni bir form ile yeniden taşar ve artık bilinmez bir hal alır.
Çakmanın tam olarak ne olduğuna baktığımızda gördüğümüz şeylerden bir tanesi de en temelde taklidi yapılan ürünün fikirsel üretim aşamasına yönelik bir gasptır. Bir ürünün materyal hâlinden önceki aşamasında; esinlenmek, özenmek, güncellemek vb. birçok aşama olabilir fakat nihayetinde bir fikirsel üretim söz konusu olmazsa olmazdır. İmite edilmiş üründe böyle bir aşama yoktur, elde edilen materyal fikirsel bir aşamadan geçmez. O kısma dair boşluğu bir başka ürünün (taklit ettiği orijinal ürününün) fikri aşamasını gasp ederek tamamlar. Böylelikle kendi yoksunluğunu (açlığını) bir başkasının varlığı üzerinden giderir. Tüm bu anlatının mikro ölçekteki karşılığı, sınıfsal anlamda dezavantajlı birinin üretilmiş bi kültürün ürünü olan materyale dair arzusunu bastırmak için gidip çakma bir materyal satın almasıdır. Böylelikle halka tamamlanır; çakma varlığının sağlayıcısı ve açlığının doyurucusu olarak orijinale ihtiyaç duyduğu gibi, birey de varlığının tamamlayıcısı ve açlığının doyurucusu olarak çakmaya ihtiyaç duyar. Çakma gasp ettiği fikri mülkiyeti ile binlerce arzuya aldatmaca bir doyurganlık sunar.
Aslında olan olduktan sonra kişideki açlık yalnızca boyut değiştirir. Çünkü kişi gerçek bir açlık giderici ile karşı karşıya değildir. Tıpkı aç karnınızı doyurmak için hava boşluğunu yutmanız gibi bir şeydir bu. Teknik olarak bir şey yutarsınız, ama bu sizi doyurmaz. Kişinin imitasyon ile kurduğu ilişki de tıpkı böyledir. Yenen şey ile yenilmesi talep edilen şey arasında bir irtibat yoktur. Arzu kamusal görünüme dair bir tezgah kurdurtur, bu adeta bir hokkabazlıktır ve bununla kamuyu manipüle ederek varlığını gasp ettiği varlık olarak sunma denemesi gerçekleştirir. Açlığa dair harekete geçen kişi, doygunluğa dair tarifinde hata yapmıştır. Çakmanın sosyal alanda işlevselliğini yitiriyormuş gibi görünmesi, kişinin arzu nesnesine mütekabiliyeti olmamasıyla ilgilidir. Kişi sınıfsal bariyerleri hasebiyle arzusunu mütevazı bir noktaya doğru manipüle ederek askıya almıştır. Onu pansuman etmiş fakat tedavi etmemiştir. Bu doygunluk palyatiftir.
Shanzhai kültürü kişideki palyatif çözümü mübadele bakımından da bir çıkmaza sokar. Kişinin arzu nesnesine dair bir karmaşayı tetikler. Kişi orijinal nesneye doğru hareket ettiği esnada, orijinal nesne sosyal prestijini taklidine kaybetmiştir. Taklit olan, orijinal olandan daha eksik olsa da daha fazladır. Taklit olan fikri mübadelede nesnesiz olsa da orijinal olan yegane sermayesi olan prestij gücünü kaybetmiştir. Gerçeklik piyasası devalüe olmuştur. Kişinin orijinale dair çıktığı yolda varmayı arzuladığı hedef yer değiştirmiştir. Kişi açtır, fakat doyurucu nesnesi kayıptır.